Sakarya Adalet ve Özgürlük Platformu 517. Hafta açıklamasında barış için silahların susması ve müzakerelerin başlaması çağrısı yaparken, Türkiye’deki NATO üslerinin bölgesel fitneye hizmet ettiği gerekçesiyle acilen kapatılmasını istedi.
Sakarya Adalet ve Özgürlük Platformu 517. Hafta açıklamasını Diriliş Saati Dergisi’nden Muhammed Emin Duman okudu. Koalisyon görüşmelerinin samimiyetsiz ve belirsiz bir görüntü arz etmesini eleştiren Duman, “Kürt sorunu başta olmak üzere Türkiye’nin önemli siyasi/ekonomik/sosyal/kültürel sorunları acil çözüm beklemekte ve 4-5 aylık bir gecikmeyi kaldıracak durumda değildir” dedi. Son günlerdeki çatışmaların toplumsal bir huzursuzluğa yol açtığı belirtilen açıklamada “Çözüm sürecindeki tıkanıklık ülkemizi kan gölüne çevirmeye devam ediyor. Silahların tekrar konuşmaya başlaması Türkiye halklarının arasına husumet tohumları ekmekten başka bir işe yaramayacaktır. Çeşitli sivil toplum kuruluşları, akil insanlar, kanaat önderlerinin bu kanın durdurulması ve barışın acilen sağlanması için yaptıkları çağrılara kulak verilmelidir. Adalet ve Özgürlükler Platformu olarak bizler de barış için tüm tarafları harekete geçmeye davet ediyoruz. Bu kutuplaşmanın bir an önce sonlandırılması için silahların susması ve müzakerelerin başlaması elzemdir.” denildi.
Türkiye’nin NATO üsleriyle ilgili son kararlarının eleştirildiği açıklamada “Türkiye’nin başta İncirlik olmak üzere ülkemizdeki birçok Amerikan üssünün Ortadoğu’ya dönük müdahaleler için kullanılmasına onay verdiği bir süreçten geçiyoruz. Diğer bir deyişle Türkiye NATO’ya olan bağlılığını ve bağımlılığını tescil eden bir karar aldı.” diyen Muhammed Emin Duman, devamında “Ortadoğu’daki bütün olumsuz gelişmelerin temelinde; Amerika ve batılı müttefiklerinin; bölgenin kaynaklarının kontrol edilmesi, bölgenin küresel kapitalizme uyumlu bir pazar haline getirilmesi, başta İsrail’in güvenliği olmak üzere bölgenin kendi güvenlikleri açısından sorunsuz bir noktaya taşınmasını hedefleyen stratejileri yatıyor… Bölgemizde barışın sağlanması, akan kanın durması için Türkiye başta olmak üzere bölge ülkelerinin bağımsız bir kimliğe kavuşmaları büyük önem taşıyor. Ortadoğu’daki sorunlar; bölge ülkelerinin bağımsız dış politikaya sahip olmaları ve bu politika çerçevesinde bir üst akla ihtiyaç duymaksızın kendi aralarında görüşmeye başlamaları ile ancak çözülebilecektir. Diğer bir deyişle ülkemizde ve Ortadoğu’da barış; Amerika’nın bir üst akıl olmaktan çıkarılması, Amerikan Emperyalizmine ve NATO’ya hayır denilmesi ile gelebilecektir.”
517. Hafta Basın Açıklaması
TÜRKİYE’DEKİ TÜM AMERİKAN ÜSLERİ KAPATILMALIDIR!
Türkiye zor bir süreçten geçiyor…
Koalisyon hükümeti kurulması yönündeki çabaların samimiyeti sorgulanmaya muhtaç… Kimler seçim sonuçlarını dikkate alarak gerçekten bir koalisyon hükümeti kurulmasını elzem görüyor, kimler koalisyon oyunu oynayarak veya açıktan deklare ederek erken seçime giden yolun önünü açmaya çalışıyor sorusu çok karmaşık bir görüntü arzediyor.
Herşeyden en önemlisi; son günlerde yapılan kamuoyu araştırmalarında partilerin oy oranlarında sonucu farklılaştıracak ciddi bir artış veya eksilmenin olmadığının görülmesidir. Yani yapılacak yeni bir seçimin bugünkü parlamento tablosunu değiştirebilecek bir etkiye sahip olmadığı anlaşılıyor.
Bu durumda yapılacak yeni bir seçim sonrası 4-5 ay sonra yeniden masaya koalisyon için oturacak tarafların bu gecikmenin ülkeye faturasını da dikkate alarak, bugünden başlayarak koalisyonun önünü açacak bir uzlaşmayı sağlamaya çalışmaları rasyonel olacaktır.
Kürt sorunu başta olmak üzere Türkiye’nin önemli siyasi/ekonomik/sosyal/kültürel sorunları acil çözüm beklemekte ve 4-5 aylık bir gecikmeyi kaldıracak durumda değildir.
Çözüm sürecindeki tıkanıklık ülkemizi kan gölüne çevirmeye devam ediyor. Silahların tekrar konuşmaya başlaması Türkiye halklarının arasına husumet tohumları ekmekten başka bir işe yaramayacaktır. Çeşitli sivil toplum kuruluşları, akil insanlar, kanaat önderlerinin bu kanın durdurulması ve barışın acilen sağlanması için yaptıkları çağrılara kulak verilmelidir.
Adalet ve Özgürlükler Platformu olarak bizler de barış için tüm tarafları harekete geçmeye davet ediyoruz. Bu kutuplaşmanın bir an önce sonlandırılması için silahların susması ve müzakerelerin başlaması elzemdir.
Türkiye’nin başta İncirlik olmak üzere ülkemizdeki birçok Amerikan üssünün Ortadoğu’ya dönük müdahaleler için kullanılmasına onay verdiği bir süreçten geçiyoruz. Diğer bir deyişle Türkiye NATO’ya olan bağlılığını ve bağımlılığını tescil eden bir karar aldı.
Amerikan emperyalizminin özellikle 11 Eylül 2001 sonrası Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde Ortadoğu’yu yeniden dizayn etme adına giriştiği katliamlar, döktüğü milyonlarca insanın kanı ve mülteci konumuna düşen on milyonlarca insanın mağduriyeti hepimizin malumu…
Sadece “Arap Baharı” sürecini dikkate aldığımızda; Libya’da, Mısır’da, Suriye’de Yemen’de, Bahreyn’de yaşananlar kanımızı dondurmaya yetiyor.
Ortadoğu’daki bütün olumsuz gelişmelerin temelinde; Amerika ve batılı müttefiklerinin; bölgenin kaynaklarının kontrol edilmesi, bölgenin küresel kapitalizme uyumlu bir pazar haline getirilmesi, başta İsrail’in güvenliği olmak üzere bölgenin kendi güvenlikleri açısından sorunsuz bir noktaya taşınmasını hedefleyen stratejileri yatıyor.
Müslüman ülkelerin batı işbirlikçisi rejimler tarafından yönetilmesi bu strateji açısından hayati öneme sahip…
Türkiye’nin 2005-2010 yılları arasında “Komşuları ile sıfır sorun” başlığı altında geliştirdiği nispeten bağımsız dış politikanın Amerika ve müttefiklerini nasıl rahatsız ettiği hepimizin hafızalarındaki yerini koruyor.
28 Şubat darbesinin temel iki nedeninden birinin Erbakan Hoca’nın İslam ülkeleri ile D8 projesi çerçevesinde geliştirmeye çalıştığı ilişkiler olduğunu da hiç unutmadık.
Bölgemizde barışın sağlanması, akan kanın durması için Türkiye başta olmak üzere bölge ülkelerinin bağımsız bir kimliğe kavuşmaları büyük önem taşıyor. Ortadoğu’daki sorunlar; bölge ülkelerinin bağımsız dış politikaya sahip olmaları ve bu politika çerçevesinde bir üst akla ihtiyaç duymaksızın kendi aralarında görüşmeye başlamaları ile ancak çözülebilecektir.
Diğer bir deyişle ülkemizde ve Ortadoğu’da barış; Amerika’nın bir üst akıl olmaktan çıkarılması, Amerikan Emperyalizmine ve NATO’ya hayır denilmesi ile gelebilecektir.
Amerika’nın kendi ürettiği IŞİD canavarını sınırlarını aştığı için tekrar sınırları içine sokma operasyonuna Türkiye’nin de alet edilmesine şiddetle karşı çıkıyoruz. Türkiye, Amerika’nın ve NATO’nun oyuncağı olmamalıdır.
Dershanelerin kapatılması kararının Anayasa Mahkemesi’nden dönmesinin arkasından hükümet yeni bir düzenleme ile dershanelerin “Özel Öğrenim Kursları” adı altında yeniden açılmasına onay verdi.
Eğitim sistemimiz tam bir yaz-boz tahtasına dönüştürülmüş durumda… Hiçbir yapısal reform gerçekleştirilmiş değil… Siyasi mülahazalarla alınan kararlar veya yapılan şekilsel reformlar zaten sorunlu olan eğitim sistemimizi ciddi bir çıkmaza soktu.
Eğitim sistemimiz Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun değiştirilmesi başta olmak üzere ciddi yapısal reformlara ihtiyaç duyuyor.
Eğitim sistemimiz hem kazandırdığı bilgi ve beceri, hem de değerler açısından ele alındığında tam bir fiyasko ile karşı karşıyayız.
Eğitim kalitesinin çok yönlü geliştirildiği, Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun yürürlükten kaldırıldığı, değerler eğitimine özel önem verildiği bir büyük Eğitim Reformunun acilen yapılması gerektiğine inanıyoruz.
Adalet ve Özgürlükler Platformu Adına Diriliş Saati Dergisi